Kitaplar


 

 


(Ortak kitap)
 



    https://www.facebook.com/ozmenu  https://twitter.com/unalozmen

 

Ünal Özmen

 

Anasayfa

Anlamadığın konuda yazma demiş biri. Bir diğeri camiler sana batıyor mu diyor. Gözü namazda, kulağı ezanda olmayan cami hakkında ahkâm kesemez demek istiyorlar. Haksız sayılmaz; fakat arsasından inşaasına, elektriğinden suyuna, döşemesinden personel maaşına rızasız maddi katkıda bulunuyor olmam bana bu hakkı veriyor. İstanbul müftüsünden, Diyanet İşleri başkanından hatta bazı camilerin cemaatinin toplamından çok vergi ödüyorum. Beyler kusura bakmasın, camiler üzerinde mükellef olarak ödediğim vergi miktarı kadar söz hakkım var. Bu gün de bu hakkımı kullanacağım!
Camiler, cemaat halinde ibadet edebilmek için yapılmış yerleridir. Allah bilir ama bence camide tek başına namaz kılmakla evde namaz kılmanın bir farkı olmaması gerekir. Din adamları cemaatle namaz kılanın fazladan 20-30 kat sevap kazandığını söylüyorlar. Kaç kişi bir araya gelirse cemaat oluşur bilmem ama yaşadığı yerde, evinde, işyerinde tek başına namaz kılan mümine haksızlık bu. Bunun Tanrı emri olduğuna ihtimal vermiyorum. Toplumu denetim altına alma yollarından biri olarak sonradan uydurulmuş olabilir.
19.05.2017
05.05.2017
Çok tartışılmış ve herkesin bir fikrinin olduğu bu soruya yazının devamını okumadan yanıtınızı vermiş olmalısınız. Yargı organlarını yürütmeye bağlayan anayasa değişikliğinin yargı bağımsızlığının güvencesi olduğunu söyleyen doktorasını Harvard’da yapmış profesörü dinledikten sonra eğitimin toplumu değiştiremediğini düşünmüş olabilirsiniz. Ki haklısınız! Ya da seçmenlerin referandumdaki tercihi ile eğitim durumunu gösteren araştırmanın sonucuna bakıp “Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar” diyen Platon’a hak vermiş olabilirsiniz.
Yaş ortalamasının yüksek olduğunu bildiğimiz evetçiler, sandığa giderken kendi duygularını tatmin edecek karar vermemeli; aklı başında yetişkin biri ‘onaylayacağım anayasa maddeleri, sınırsız yetki vereceğim kişi çocuğumun/torunumun geleceğini ne yönde etkiler’ diye sorar. Evetçilere son uyarı; kazanan tarafta olmanın birkaç gün hazzını yaşayacağım diye çocuğunuzun geleceğini tehlikeye atamazsınız...
05.05.2017
14.04.2017
Katıldığınız referandum kampanyalarında kendinizi ne kadar güvende hissediyorsanız, kullandığınız oy o oranda güvendedir. Yani, referandum kampanyasına güvenle katılanın oyu güvende, katıldığı veya katılacağı kampanya herhangi bir engelle karşılaşanın oyu güvende değil. Hele engel çıkaranlardan biri devletse hiç şansınız yok. Çünkü bu devlet, sizi, arzu etmediği olası sonuca karşı yasasında da belirtildiği gibi özgürlüklerin sınırlandığı olağanüstü hal altında sandığa çağırıyor. Kararınızı özgürce vermenizi engelleyenin verdiğiniz karara saygı duyacağını düşünemezsiniz. 16 Nisan akşamı, tercihinizi sakıncalı bulup sizi engelleyen devlet tarafından oy verdiğiniz sandığın alınıp götürülmesi haliyle uykunuzu kaçırır.
Demokratik bir toplumda insanların tartışmaya cesaret bulamayacağı, söz konusu yapmaktan utanacağı yaşam tarzı bu ülkede uluorta sorgulanabiliyor. Daha da vahimi bir cumhurbaşkanı, kişinin doğal haklarını kendi özgürlük tutkusu olarak sunabiliyor. Tuhaftır, onun gösterdiği insaf(!), toplumun bir yerinde özgürlük vaadi olarak bile algılanabiliyor.
07.04.2017
31.03.2017
Bu kadar olumlu niteliğin bir arada bulunduğu bu kişinin eğitim bakanınız olmasını istiyorsanız referandumda “evet” demelisiniz. Trend de Bilal Erdoğan’dan yana; ABD’de Trump’ın kızı ve damadına, Fransa’da içişleri bakanı Le Roux’in iki kızına, başkan adayı Fillon’un karısına danışman olarak resmi sıfat verdiği bir dönemde, sıradan bir yurttaş iken hayalini kurduğu İmam hatipleşme hedefini öngördüğü sürede üç katına çıkarmayı başarmış Bilal Erdoğan’dan eğitim bakanlığını esirgeyemeyiz herhalde. Referandumda “hayır” oyu kullanmanın Bilal Erdoğan’a “hayır” anlamına geldiğini unutmayın sakın.
Demokrasi kavramını bu adamların kullanmasına izin verenlerin demokrasi talebinin suç sayıldığı günlere geldik. Demokrata demokrasiyi haram kılanlara faşist diyeceğiz ki faşist demokratı faşistlikle suçluyor! Tam at izinin it izine karıştığı bir durum! Uluorta kullanılmasının önüne geçemeyiz ama belki hafızamızı tazelemeye yarar diye faşizm nedir bakalım. Faşizmi tanırsak faşistin kim olduğu da ortaya çıkar elbet…
24.03.2017
24.03.2017
İnsanlar, bilgi sahibi olmadıkları veya bilgi kullanmayı gerekli görmedikleri durumlarda da bilgiye başvururlar; fakat bu bilgi, düşünce üretiminde kullanılamayan sevdiğim adam öyle düşünüyor, şeyhim öyle diyor, kitap böyle yazıyor, peygamberim böyle yapmış, Allah’ın emridir gibi bireyi yok sayan öğrenilmişliklerdir.
Bir profesör doktor, yaşam süresi ortalamanın üzerindeki “Mavi Bölgeler”de yaşayan insanların beslenme ve yaşam alışkanlıkları arasında bulunan şarabın “zararlı” olduğunu söyledi. Listenin son maddesi seksi ise atladı!
10.03.2017
03.03.2017
Peki, programları altı yılda alt kez değiştiren AKP’nin acelesi ne? Bu sorunun bildiklerimizin dışında bir başka yanıtı daha var: Uzun iktidar döneminde Cemaat’e teslim edilmiş eğitim materyali piyasasını devralmak.
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin (DİTİB) Almanya’daki faaliyeti bu sorunun yanıtı için bazı ipuçları verebilir.
25.02.2017
17.02.2017
Birkaç kuşağın heba edilmesine neden olan eğitimdeki başarısızlığın bedelini, başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere uygulamaya sokulan eğitimsel, yöntemsel ve yönetimsel kararlarda imzası olan kim varsa ödemeli. Referandum, hesap sormak için önemli bir fırsat.
Peki, bu değerli bilim insanımızın, araştırmalarıyla gelişmesine katkıda bulunduğu biyoloji biliminin dayanağı evrim kuramının ders programlarından çıkartılması karşısında bir çift sözü olması gerekmez mi? İsveç’ten getirdiği ödülünü Anıtkabire, gönlünü Saraya ve Ülkücülere bırakıp gitmiş olsa da Sayın Sancar politik biri değil. Kendisinden politik bir açıklama, tavır beklemiyoruz. Fakat çalışma alanı olan bilim dalının omurgası sayılan Evrim Kuramına “eskimiş ve çürümüş bir teoridir” diyen Numan Kurtulmuş’a, şu sıralar yanıt verecek özerk tek kişi Sancar’dan başkası değil.
10.02.2017
03.02.2017
Merkez medya, güncellenen eğitim programlarını “yenilenen müfredatta araba kullanan kadına, ütü yapan erkeğe de yer verilecek!” spotuyla duyurdu. CNN’in kadın spikeri, yanında kocası bulunmak koşuluyla otomobil kullanmasına izin verdiği Suudi kadının toplumdaki statüsünü yükseltecek kralın yeni kararını duyurur gibi heyecanlıydı. NTV, yeni programlarla çocuklarda tasarruf bilincinin gelişeceğini, bir diğeri konuların Barış Manço, Sezen Aksu gibi sanatçıların şarkıları eşliğinde işleneceğini duyurdu. Bu haber metinlerini kaçıncı kez duyduğunuzu anımsıyor musunuz?
Eğitim konusunda genel olarak sağcılarla İslamcılar aynı şekilde düşünüyorlar; onlara göre eğitim, iktisadi yönüyle Batı’ya, itikadi (inanç) yönüyle İslama dayanmalı. Bu mümkün mü? Değil tabi…
27.01.2017
20.01.2017
Kültür Bakanlığı, iktidar ideolojisiyle uyumlu bulmadığı yayınlara ambargo uyguluyor. Bu izlenimi kırmak için arada bir muhalif bilinen yayınlardan aldığı olsa da onların miktar ve fiyatı düşük tutuluyor. Yandaş yayınların abone sayısı ve fiyatı her zaman yüksek olur. Hiçbir okuru bulunmayan, hatta okunsun diye bir derdi olmayıp sadece Kültür Bakanlığına satılmak için ve bakanlığın abone miktarı kadar basılan dergiler var.
Mehmet Müezzinoğlu’nun, torununa bakma karşılığı büyükannelere maaş bağlama buluşu, duyguları paramparça olmuş toplumda, her şeye rağmen duygusal bağını korumayı başaran aileyi çözmekten başka işe yaramaz. Belki AKP’ye minneti artıracak ama lanet olası yoksulluk, kesinlikle çıkara dayanmayan aile ilişkisini bozacak. Bu uyarıyı, siz İslamcılara “aile mefhumu yok” dediğiniz bir solcu olarak yapıyorum: Aile, çocuk bakım sorununu, mümkün olduğu ölçüde sizin düşündüğünüzden daha iyi yollarla kendi içinde çözüyor. Lütfen burada siyaset yapmayın, çirkin olur...
15.01.2017
06.01.2017
Haberini verdiğim program değişikliği, öncekilerden farklı; hem içerik hem de biçim bakımından modern müfredat hazırlama tekniğinin dışında bir yola girilmesi anlamına geliyor. En belirgin fark, müfredatların din adamlarından oluşan bir kurul tarafından dine uygunluk bakımından denetime tabi tutulması. Belki ilk aşamada cihat dersi olmayacak ama ders konularında bilim, İslam ülkelerinde üretildiği oranda yer alacak.
Rusya büyükelçisi Andrey Karlov’un katledilmesinin ardından iktidarın yine, yeni bir hakikat üretme çabası içinde olduğunu görüyoruz. Üretilmiş hakikatler, iç piyasa içinse sorun yok, onu kabullenecek büyük bir kitle var Türkiye’de. Fakat bu kez durum başka, bir ucunda Rusya, öbür ucunda ABD olan aşağı yukarı dünyaya kabullendirmek durumunda olduğunuz bir hakikat imal edeceksiniz.
30.12.2016
23.12.2016
Haber: Ekonomik kriz nedeniyle devlet harcamalarını kısma kararı alan hükümet, Mantıksız gerekçelerle imha ettiği ders kitaplarını ikinci kez satın aldı. Kamu zararının 70 milyon!
Sevgili okurlar, Milli Eğitim Bakanlığı bu parçayı alıntıladığım altıncı sınıf Türkçe ders kitabından 2 milyon 963 bin lira ödeyerek 882 bin adet satın aldı. Kitap, “FETÖ/PDY darbe girişimi ve diğer gelişmeler de dikkate alınarak” parçada geçen Pensilvanya sözcüğü nedeniyle öğrencilere dağıtılmadan İmha edildi. Milli Eğitim Bakanlığı, kitabın yayıncısından, Pensilvanya sözcüğünün çıkartarak aynı miktarda yeniden basmasını istedi. Sözcüğün geçtiği paragrafı çıkartan yayıncı, 882 bin adet bastığı ders kitabını geçen hafta Milli Eğitim Bakanlığına teslim etti ve 2 milyon 963 bin TL’yi cebine koyarak bakanlıktan ayrıldı. Size ve bana ise 1997 yılında ölmüş Amerikalı yazarın oturduğu şehrin adını teröre destek mesajı sayan aptallığının bedelini ödemek düştü.
23.12.2016
23.12.2016
PISA, beyninde istiflediğin bilginin miktarını ölçmüyor, bilgiyi problem çözmede kullanıp kullanamadığına bakıyor. Bunun için öğrencileri konu merkezli sorularla test ediyor. Konu merkezli sorularda sorudan önce şekil, plan, resim, grafik gibi uygun görsellerle desteklenmiş hazırlık bilgisi yazılı olarak verilir. Sonra, konuya dair akla gelen birbiriyle ilişkili birden çok soru, tıpkı slalom kapıları gibi ardı ardına sıralanır. Amaç, konuyu birçok boyutuyla analize tabi tutabilme, yani analitik düşünme becerisine sahip olup olmadığını belirlemektir.
Taksir, “bir davranışın, suçun kanunî tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.” diyor kanun. Bu tür durumlarda kanunun uygulamasından biliyoruz ki elektrikçi, voltajı kaldıramayacak malzeme kullanmanın yangına neden olacağını bilemez; işletmeci, boş yangın tüpünün yangına davetiye çıkarmak olduğunu öngöremez, acil durumda müdahale edecek personel bulundurmamanın olası sonuçlarını tahmin edemez; devlet, denetlemediği işletmenin maliyet gerektiren yatırımlardan kaçınacağını bilmez… Öyleyse bu “taksir yoluyla işlenmiş bir suçtur” ceza verilemez!
09.12.2016
02.12.2016
Devletin, suç saydığı fiillere karşı ceza olarak ekonomik yaptırım uygulamaya yönelmesini "asmayalım da besleyelim mi"nin liberalcesi olarak yorumlayabiliriz. Bir neden de cezaevlerinde yer bulunamadığı için cezaların paraya çevrilmesi olabilir. Nasıl düşünüyorlar bilinmez, fakat anladığım kadarıyla mali yaptırımın, dayanışma ruhunu yitirmiş toplumun iktisadi düşünen bireyine daha ağır bir ceza olduğu keşfedilmiş.
Türk Tabipler Birliği, Türkiye Barolar Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği gibi öğretmenlerin de “kamu kurumu niteliğinde” meslek odaları ve birliği olmalıdır. Her biri yüz bin civarındaki tabip ve avukatların meslek birliği var da bir milyonluk öğretmen kitlesinin neden bir meslek örgütü olmasın?
25.11.2016
25.11.2016
dinler, toplum üzerinde mutlak egemen oldukları (feodal) dönemlerde kadın ile erkeğin üretim sürecine birlikte katılmasına itiraz etmemiş: Örneğin ekin biçerken erkek, ne yengesine ne baldızına ne de imeceye katılan komşusunun karısına “siz öbür dönekten başlayın” dememiş; erkekle kadın birlikte orak sallamış, odunu birlikte taşımış… Ama aynı inançlar, sıra üretilenin tüketimine geldiğinde kadının sofradaki yerini ayırmış. Nazım’ın deyimiyle kadının sofradaki yeri öküzden sonra gelir olmuş.
İnsanlar, herhangi bir öğreti hakkında genellikle o -inancı, dini, ideolojiyi- temsil eden kişiye veya örgütlü yapısına bakarak bilgi sahibi olur. İslam dinini anlama konusunda benim favorim Cübbeli Ahmet Hoca; vaizlerinde mutlaka kaynaklara başvurması, en önemlisi de diğerleri gibi dinleyeni germemesi tercihimi Cübbeli’den yana yapmama neden oluyor. https://www.youtube.com/watch?v=XEEdCjbq3Pc
25.11.2016
11.11.2016
Kız ve erkek çocukların, kadının ve erkeğin mekânını ayırma cinsiyet ayrımcılığıdır ve bu dinlere ait bir görüştür. Fakat dinler, toplum üzerinde mutlak egemen oldukları (feodal) dönemlerde kadın ile erkeğin üretim sürecine birlikte katılmasına itiraz etmemiş: Örneğin ekin biçerken erkek, ne yengesine ne baldızına ne de imeceye katılan komşusunun karısına “siz öbür dönekten başlayın” dememiş; erkekle kadın birlikte orak sallamış, odunu birlikte taşımış… Ama aynı inançlar, sıra üretilenin tüketimine geldiğinde kadının sofradaki yerini ayırmış. Nazım’ın deyimiyle kadının sofradaki yeri öküzden sonra gelir olmuş.
Derken Cübbeli Ahmet, görüşlerini “akıl süzgecinden geçirmiş, işi akla dayandırmış” olmalarından hareketle Farabi ile İbn-i Sina’yı kâfir ilan etti. Cübbeli, sadece adını zikrettiği bilim insanlarını değil, aklını kullanan herkesi kâfir sayıyor (Bu durumda Türkiye çok az kâfirin yaşadığı bir ülke olmuş oluyor!). Adam yorum yapmıyor, açıklaması Kuran’a dayanıyor. Ne istediğini bilen bunlara ve Eğitim Bakanlığına güveniyorum; bu yeni fetva doğrultusunda ya yeni ilmi referanslar arayacaklar (bulabilirlerse tabi) ya da ilim de deseler bilimi okullardan kovacaklar.
04.11.2016
28.10.2016
Okul binası yapmaya gitseniz tuhaf kaçmaz; iş makinanızı götürür, kumu çakılı oralardan temin eder inşaata başlarsınız. Fakat söz konusu olan eğitim, yani okulun içini doldurmak. Bu noktada bir dakika düşünmeniz gerek; Eğitimin temel ham maddesi bilgiye sahip misiniz; değilseniz nereden temin edeceksiniz.
Rotasyon, norm kadro düzenlemesiyle ilişkili olmayıp istek dışı ve tek taraflı olarak kitlesel yer değiştirme demektir. Rotasyon, halkla kuracağı sosyal ilişkinin güvenlik zafiyetine yol açacağı varsayımından hareketle genellikle ordu ve polis teşkilatında başvurulan bir yöntemdir. Eğitim kurumları güvenlikçi bir anlayışla ele alınamaz. Aksi halde asli görevi sosyalleşme/sosyalleştirme olan okullar karakola döner.
21.10.2016
17.10.2016
AKP, toplumun başarı beklentisini sembolik modellerle karşılıyor. Top atsan durmadan yuvarlanacak düzlüğe (Ankara – Eskişehir, Ankara – Konya) az bir maliyetle inşa edilmiş 200 Km’lik hızlı tren hattını Erzurumlunun kendine gelmiş hizmet olduğunu düşündüğü bir ülkede yaşıyoruz. Sanırım AKP eğitimdeki çürümeyi birkaç başarılı okulla gizleyebileceğini yeni akıl etti.
Senatör, toplumun geleceğini garantiye alacak, herkesin güven içinde yaşamasını sağlayacak hukuk sisteminin yara almasını engelleme derdindedir. Genç avukat, hukukun, toplumun hazzını tatmin etmek, öfkesini yatıştırmak olmadığını, hukuka duyulan güvenin, toplumsal birliği sağlamadaki önemini yargılama sürecinde anlar ve savunmasını ona göre yapar.
07.10.2016
07.10.2016
Türkiye çok ciddi ahlaki ve etik kriz içinde; iktisadi düşünme, maddi olmayan bu krizi sorun olarak görmemizi engelliediği gibi ilkesiz, ikiyüzlü, yalancı, hasit velhasılı insana dair tüm olumsuz niteliklerin meziyet kabul edilip sonraki nesillere aktarılmasını teşvik ediyor. Bence öğretmenler, bu gidişe bir el atmalı; yeniden, tarihte bilinen ilk öğretmenler gibi erdemini kaybetmiş şu topluma sevgi, kardeşlik, adalet, eşitlik duygusu kazandırmaya odaklanmalıdır.
Öğretmenler halkla bozulmuş olan ilişkisini onarmak zorunda. İktidarla ilişkisinin bozulması öğretmenin entelektüel bir şahsiyet olduğunu gösterir, halkla bozuşması ise onu bitirir.
26.09.2016
26.09.2016
Katar sermayeli bir okul markası ile başlayan frençayzing furyası dershanecilikten dönme okul markalarıyla devam ediyor. Eğitimin niteliğine katkısı olmayan, vatandaşı büyüleyen uyduruk başarı hikayelerini satan bu şirketler, Anadolu’da yaşam mücadelesi veren küçük okulları kendi adını kullanmaya zorluyor.
Eğitimin laikleşmesine katkı sunmak isteyen kurum, kuruluş, kişi modern eğitimle dini birlikte düşünemez. Dozu ne olursa olsun, eleştirel yurttaş yetiştirmeyi amaç edinen eğitim politikası okulda din eğitimini savunamaz. Bu konuda politik kaygısı olan, kendine politik gerekçe bulabilir. Ancak fikrine ihtiyaç duyduğu entelektüelden reel duruma politika üretmesi istenmemeli.
05.09.2016
05.09.2016
Bence bu olayda sorgulanması gereken şey, bilim ünvanı verilmiş birinin benim uzmanlık alanımla ilgili değil demeden bir inşaat işçisi gibi ‘abi her işi yaparım’ diyerek gidip o kürsüye oturmasıdır.
http://www.birgun.net/haber-detay/igrencsiniz-be-122975.html
05.09.2016
12.08.2016
Bu kişilerin, bu gün, bir zamanlar cibilliyetsiz bulduğu bizimle aynı noktaya geldiğini düşünmeyin; herhangi bir ahlaki, etik, hukuki değerleri yok bunların. Demokrasi mücadelenizin ortağı yapmayın, ağzınızı açın ve ne denli iğrenç olduklarını söyleyin. Şöyle deyin; İğrençsiniz be…
Neden sorusunun basit ve anlaşılır yanıtı, her ikisinin de okulu kışla olarak görmesi ve kullanmasıydı. Bu ikili; Gülen ve Erdoğan, din eğitiminin nerede yürütüleceği meselesi yüzünden kavgaya tutuştu.
12.08.2016
01.08.2016
15 Temmuz Darbe Girişimi başarıya ulaşmış olsaydı sol açısından değişen birşey olmayacaktı. Askeri yetki kullanan OHAL valisi ile sıkıyönetim komutanı arasında küçük ayrıntılar dışında pek bir fark olmadığını benim kuşağım bilir.
İran asıllı ABD vatandaşı İslam alimi Hamid Dabashi bir söyleşisinde “hiçbir İslami kurum tek başına Müslümanın kim olduğuna karar verme hakkına sahip değildir” diyor. Kurumdan kasıt nedir bilmiyoruz; anayasasında İslam olduğu belirtilen devlet mi yoksa Müslüman ülkelerin fetva makamları mıdır belli değil.
01.08.2016
18.07.2016
Yeterlilikler Uluslararası Değerlendirmesi sonucundaki durumumuzun eğitimin dinselleşmesi ile doğrudan ilgili olduğunu söylemeye gerek yok. Hükümetin bu anket sonucuna bakarak kendine çekidüzen vereceğini de düşünmeyelim. Onlar, inanç ve ibatet esaslarının test edilmemiş olmasını araştırmanın eksiği olarak görecek ve kendi mantıkları içinde bu sonucu başarı sayacaklar. Bana göre OECD Müslüman mahallesinde salyangoz satıyor!
08.07.2016
25.06.2016
25.06.2016
25.06.2016
25.06.2016
25.06.2016
 6  ...